Filistinli hastane müdürü Dr. Ahmed Al-Najjar, İsrail güçleri tarafından alıkonulmasının ardından hayati tehlike arz eden sağlık sorunları ile karşı karşıya kaldığını kamuoyuna duyurdu. Dr. Al-Najjar, psikolojik ve fiziksel zorlamalara maruz kaldığını belirterek vücut ağırlığının üçte birini kaybettiğini açıkladı. Bu durum, hem sağlık camiasında hem de insani haklar savunucuları arasında derin bir endişe yaratmış durumda. Dr. Al-Najjar’ın durumu, Filistin’deki insani kriz ve İsrail-Filistin çatışmasının mevcut durumunu gözler önüne seriyor.
İsrail’in 2022 sonlarında başlattığı tutuklama operasyonları sırasında alıkonulan Dr. Al-Najjar, Gazze’deki en büyük sağlık kuruluşlarından birinin müdürü olarak görev yapıyordu. Operasyon sırasında gözaltına alınmasının gerekçeleri arasında “güvenlik tehdidi” iddiaları bulunuyor. Ancak insan hakları izleyicileri, bu tür gözaltıların çoğunlukla siyasi sebeplerle yapıldığını vurguluyor. Al-Najjar, gözaltı sürecinde yaşadığı kötü muameleyi, gözaltında bulunduğu süre zarfında yeterli beslenme ve sağlık hizmetine erişim sağlanamaması ile bağdaştırıyor. Bu durum, notlarındaki kilo kaybına da doğrudan etki etti.
Dr. Al-Najjar’ın durumu, uluslararası insan hakları örgütleri ve medyada geniş yankı uyandırdı. Birleşmiş Milletler ve birçok insan hakları savunucusu, İsrail’in uygulamalarını sert bir dille eleştirerek, alıkonulan Filistinlilere yönelik insani standartların ihlal edildiğinin altını çiziyor. Dr. Al-Najjar’ın maruz kaldığı sağlık sorunları ve aşırı kilo kaybı, durumu daha da görünür hale getirerek, uluslararası toplumda Filistin sorununa dair farkındalık yaratıyor. İnsan hakları savunucuları, alıkonulan Filistinlilerin serbest bırakılması ve sağlık hizmetlerine erişim haklarının tanınması için acil çağrılarda bulunuyor.
Bu bağlamda, Dr. Al-Najjar’ın serbest bırakılması, sadece kişisel bir mesele değil, aynı zamanda Filistin toplumunun genel sağlığı ve insan hakları açısından kritik bir öneme sahip. Olayın bir sembol haline gelmesi, Filistin halkının maruz kaldığı baskı ve zorbalığı gözler önüne seriyor. Dr. Al-Najjar’ın sağlık durumu, sadece onun değil, benzer durumdaki tüm Filistinlilerin sesinin duyulması için bir fırsat oluşturması açısından da dikkat çekici.
Sonuç olarak, Dr. Ahmed Al-Najjar’ın yaşadığı durum, uluslararası toplum açısından acil bir yanıt gerektiriyor. Herkesin ulaşması gereken temel insani haklar ve sağlık hizmetlerine erişim, siyasi sınırların ötesinde bir öneme sahip. Bu nedenle, alıkonulanların serbest bırakılması ve sağlık hizmetlerine erişim hakkının korunması, hem insani bir zorunluluk hem de uluslararası normlara uygun bir davranış olmalıdır. Dr. Al-Najjar gibi bireylerin maruz kaldığı durumların önlenmesi için küresel çapta bir seferberlik yaşanmalıdır.