Antalya, 2023 yazında yaşanan dolu felaketiyle sarsıldı. Sadece 45 dakika süren şiddetli dolu yağışı, şehri adeta savaş alanına çevirdi. Gözyaşları içinde kalan vatandaşlar, aniden bastıran dolunun getirdiği yıkıcı etkileri ve karşılaştıkları zorlukları paylaşırken, durumu gözler önüne serdi.
15 Ekim 2023’te Antalya'da gerçekleşen dolu yağışı, yerel sakinlerin şu ana kadar gördüğü en büyük doğal afetlerden biri olarak kaydedildi. Hava durumu tahminleri, beklenmeyen bir değişiklikle, kenti etkisi altına alan yoğun yağışları öngörememişti. Aniden bastıran dolu, kısa sürede şiddetini artırarak kilogramlarca ağırlıkta buz kütlelerini yerle bir etti. Evlerin camları kırıldı, araçların üstü hasar gördü ve muazzam bir maddi kayıp yaşandı.
Bölgedeki mahallelerde yaşayan vatandaşlar, dolunun başladığı andan itibaren evlerini korumak için çırpınırken, birçok kişi de sokaklarda kendi imkânlarıyla önlem almaya çalıştı. Ancak gelen dolu, büyük bir yıkım yaratmıştı. Evlerin bahçeleri ve sokaklar, birkaç dakika içinde beyaz bir örtüyle kaplandı. Kazalar ve yaralanmalar yanında, tarım arazileri de büyük hasar aldı. Çiftçiler gelecekteki ürünleri için kaygı duymaya başladı.
Felaketten etkilenenlerden biri olan Elif Yılmaz, “Dışarıda yürüyordum, aniden başladı. İnsanlar kaçışmaya çalıştı, ama ne yazık ki engel olamadık. Ailemle birlikte evimizdeydik ve dolu sesimizden içeri girdi. Gözyaşları içinde eşyalarımızı korumaya çalıştık,” şeklinde sözlerini dile getirdi. Gözyaşları içerisinde durumu aktaran Yılmaz, komşularının da evlerinde hasar gördüğünü belirtti. Dolu, yaşam alanlarını tehdit etmenin yanı sıra, duygusal anlamda da derin yaralar açtı.
Bir diğer mağdur Ahmet Çelik, aracının üzerine düşen dolu kütlelerinin hasarını onarmanın zorluğundan bahsetti. “Arabam dışarıdaydı, dolu yağmaya başladığında hemen içeri almayı düşündüm ama çok geçti. İçinde tüm hatıralarım vardı. Bu kaybı nasıl telafi edeceğimi bilmiyorum. Kışın, aracı olmadan nasıl hareket edeceğiz?” diye gözyaşları içinde konuştu.
Antalya’da yaşanan bu felaket, birçok kişinin alışkanlıklarını ve günlük yaşamının rota çizgisini değiştirdi. Tam bir bölgesel felaket durumunda, insani yardımlar ve destekler için çalışmalar başlamış durumda. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yerel yönetimler, hasar tespit çalışmalarına hızla başladılar. Bu süreçte yalnızca evlerin değil, tarım arazilerinin de yeniden hayata döndürülmesi amacıyla çeşitli projeler ve destekler devreye girmekte.
Ülkemizin bu tür doğal afetlere hazırlıklı olması gerekliliği de tekrar gündeme geldi. Yerel halkın daha iyi bir şekilde korunabilmesi için, yenilikçi çözümler ve eğitim programlarının oluşturulması, tüm ülke genelinde büyük bir önem taşımakta. Antalya’daki dolu felaketi, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bir dayanışma ve yardımlaşma bilincinin gelişmesine yol açabilir.
Sonuç olarak, Antalya’da yaşanan dolu felaketi, birçok vatandaşın hayatını alt üst ederken, dayanışma ruhunu yeniden ortaya çıkardı. Hasar gören kişilerin yanında olmak ve gerekli yardımları zamanında ulaştırmak, herkesin görevi olmalı. Doğanın gücünü bir kez daha hatırlatan bu felaket, birlikte dayanışmanın önemini bir kez daha hatırlattı. Antalya'daki bu olayın ardından çıkacak dersler, gelecekte benzer felaketlere karşı alınacak önlemler için birer rehber niteliğinde olacak.