Birleşmiş Milletler (BM), dünya genelindeki gerilimlerin arttığı bu dönemde tarihi bir zirveye ev sahipliği yapma hazırlığında. 2023 yılı itibarıyla BM zirvesinde Filistin’in tanınması hususu tekrar gündeme geliyor. Filistin-İsrail çatışması, uluslararası politikaların dönüm noktalarından birini oluştururken, birçok ülke bu soruna çözüm bulmak adına çeşitli açıklamalar ve girişimlerde bulundu. Bu zirve, Filistin’in uluslararası alanda daha fazla destek bulabileceği bir fırsat sunuyor. Peki, hangi ülkeler bu zirvede Filistin’i resmen tanıyacak? Hangi ülkeler, Filistin’in bağımsızlık mücadelesine destek verecek? İşte tüm bu sorulara cevap bulabileceğiniz detaylar...
Filistin, 1988 yılından bu yana bağımsız bir devlet olarak tanınmak için çabalarını sürdürüyor. 1970’lerden itibaren çeşitli ülkelerin desteğini alarak uluslararası platformda varlık göstermeye çalışan Filistin, 193 üyeli BM’de 2012 yılında "gözlemci devlet" statüsünü elde etti. Ancak bu süreç, Filistin’in tam anlamıyla bağımsız bir devlet olarak tanınması için yeterli olmadı. Birçok ülke, Filistin’in mevcudiyetini kabul ederek, bu toprakların uluslararası hukuktaki yerini güçlendirmeye çalışıyor. BM zirvesi, bu bağlamda Filistin’in tanınması ve uluslararası alanda destek bulması adına bir dönüm noktası olabilir.
BM zirvesinin gündeminde Filistin'i tanıma konusunun önemli bir yer tutacağı bekleniyor. Son yıllarda özellikle Latin Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinin Filistin ile ikili ilişkilerini güçlendirdiği görülüyor. Arjantin, Brezilya ve Şili gibi ülkeler, Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanıma kararını alarak, bu meseleye karşı duruş sergileyen ülkeler arasında yer aldı. Aynı zamanda, İspanya ve İtalya gibi Avrupa ülkeleri de Filistin'in uluslararası platformda daha fazla destek bulmasına yönelik adımlar atma aşamasında. Zirvede bu ülkelerin yanı sıra diğerleri de Filistin’e destek vererek, uluslararası arenada bu sorunun çözülmesine katkıda bulunmayı amaçlıyorlar.
Bununla birlikte, BM Genel Sekreteri’nin Filistin meselesine ilişkin açıklamalarının da oldukça belirleyici olması bekleniyor. Genel Sekreter, geçmişte yaptığı açıklamalarda çözüm odaklı bir yaklaşım benimsediğini ve tarafların müzakerelere dönmesi gerektiğini belirtmişti. Zirve sırasında bu konudaki görüşmeler ve öneriler, Filistin’in tanınma olasılığını daha da artırabilir. Ayrıca, Filistin'in uluslararası tanınmasının önündeki engellerin kaldırılması için çeşitli önerilerde bulunulması da gündemde olacak.
Sonuç olarak, BM zirvesi, dünya genelindeki pek çok ülkenin dikkatini Filistin meselesine yönlendirecek önemli bir etkinlik olarak görülüyor. Zirve sonunda alınacak kararlar, sadece Filistin için değil, aynı zamanda Orta Doğu’da kalıcı bir barış sağlama çabası için de kritik bir rol oynayacak. Bu anlamda, uluslararası toplumu Filistin’in tanınması konusunda daha fazla harekete geçirmeyi amaçlayan ülkelerin sayısının artması bekleniyor. Zirve sırasında alınacak olan kararların, Filistin’in bağımsızlık mücadelesine yeni bir ivme kazandırıp kazandırmayacağı ise merakla bekleniyor.
Bütün bu gelişmeler ışığında, Filistin’in sahada nasıl bir destek bulacağı ve hangi ülkelerin bu konuda daha cesur adımlar atacağı da önemli bir soru işareti olarak kalıyor. Bu bakımdan, BM zirvesinin sonuçları, hem Filistin hem de Orta Doğu barışı açısından tarihi bir dönüm noktası olabilir. Önümüzdeki günlerde BM’den gelecek açıklamalar, Filistin’in uluslararası tanınma sürecinde nasıl bir yola çıkacağının sinyallerini verecektir.