Rusya, son dönemde artan jeopolitik gerilimlerin ve nükleer tehditlerin gölgesinde, nükleer teyakkuz durumunu ilan etti. Hükümet, ülke genelindeki stratejik savunma sistemlerini güçlendirmek ve olası bir nükleer saldırıya karşı hazırlıklı olmak amacıyla büyük bir harekete geçti. Rusya'nın bu adımı, Batı ile olan ilişkilerindeki gerginliğin ve Ukrayna'daki savaşın ardından geldi. Ülkenin çeşitli bölgelerinde nükleer savunma sistemlerinin modernizasyonu hız kazanırken, sivil savunma da gözden geçiriliyor.
Nükleer teyakkuz, herhangi bir nükleer tehdide karşı anında tepki verebilme yeteneğini artırmayı hedefliyor. Bu çerçevede, Rusya'daki önemli nükleer tesisler ve altyapılar yeniden yapılandırılmakta, nükleer saldırılara karşı dayanıklı yer altı sığınaklarının inşası da artmaktadır. Ayrıca, askeri birliklerin sürekli eğitimlerle hazır olma durumunda olması sağlanıyor.
Bu gelişmeler, dünya genelindeki birçok ülkenin dikkatini çekti. Rusya'nın, NATO ve Batı ülkelerine karşı nükleer güç kullanımını göz ardı etmeyeceğini ve olası bir kıyamet senaryosuna karşı en yüksek seviyede hazırlıklı olduklarını açıkça belirttiği vurgulanıyor. Uzmanlar, bu adımın küresel güvenlik ortamında yeni bir dönemin başlangıcı olabileceğini belirtiyor.
Kıyamet senaryolarına karşı hazırlıklar yalnızca askeri boyutta kalmıyor. Rus halkına yönelik olası afet durumlarına karşı eğitici kampanyalar da başlatıldı. Ancak, bu hazırlıklar, dünya çapında yeni bir nükleer silahlanma yarışının tetiklenmesi riski taşıyor.